Pages - Menu

12 Nisan 2013 Cuma

En Son Yürekler Ölür


Canan TAN’ın zaman zaman kitaplarını okumayı seviyorum. Duygu yükü her ne kadar fazla da olsa zaman zaman bu tür kitapları alıp okumakta ayrı bir tat veriyor. Nehir ve Deniz’in hikayesini anlattığı “En son yürekler ölür” isimli kitabı gerçekten okumaya devam ederken bile sonunu yine merakla beklediğim ender kitaplar arasında yerini aldı. Eğer ki Canan TAN’ın kitaplarından hoşlanıyorsanız size kesinlinlikle tavsiye edebileceğim Piraye, Yüreğim Seni çok sevdi ve En son yürekler ölür isimli kitapları. Bu kitapta bitsin yeni çıkan bir kitabı daha var Canan TAN’ın onu da almaya niyetliyim ama hemen değil :) ilerleyen zamanlarda.. 
Kitaptan kısa bir özet merak edip okumak isteyenler için.
Nehir 30 yaşında, İstanbul’da Nokta Reklam Ajansında Ağızdan Ağıza Pazarlama bölümünün şefi olarak çalışıyor Annesi onu doğururken kan kaybından ölmüş, Nehir’i kendisinden 15 yaş büyük ablası Nevin büyütmüş Çok seviyor kardeşini onu yalnız bırakmamak için evlenmek bile istemiyor Ama görücü usulüyle tanıştığı Ali’yi kendine yakın hissediyor ve evleniyor Babaları Amerika’da çalışıyor soğuk kızlarına karşı Bu yüzden abla kardeşin birbirlerinden başka kimseleri yok Nevin’in çocuğu olmamış çocuğu gibi görüyor Nehir’i



Bir Pazartesi sabahı patronu odasına çağırıyor Nehir’i ve yeni bir iş aldıklarını söylüyor Sezen Şirketler grubunun yaptığı Beylikdüzü’ndeki Manolya Konaklarının reklamını yapmayı kendi şirketlerine verdiklerini söylüyor Patronu Nehir’den hemen bugün Sezen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Sezen ile görüşme yapmak için randevu almasını istiyor



Sezen Şirketler Grubu bir aile şirketi Deniz Sezen 34 yaşında Başarılı bir işadamı Annesi Nisa Sezen ülkede tanınmış bir ressam tam bir deniz tutkunu Her resminde deniz var bazen ana tema bazen yan… o yüzden daha doğmadan Deniz koyuyor çocuğunun adını Deniz, Manolya Konaklarının sorumlusu, kendisi oluşturmuş bu projeyi ve reklam için Nokta Ajansla anlaşmak istemiş Böyle tanışıyorlar Deniz ve Nehir… İlk görüşte aşk oların ki Ama uzunca bir süre erteliyorlar birlikteliklerini, birbirlerine açılamıyorlar Ama bir akşam, yemekte Deniz tutuyor Nehir’in ellerini ve itiraf ediyor ona deliler gibi âşık olduğunu ve evlenme teklif ediyor Nehir’e Nehir de âşık Deniz’e onsuz nefes bile alamayacağını düşünüyor kabul ediyor Deniz’in evlenme teklifini Önce aileleri tanıştırıyorlar Korktukları gibi olmuyor, aileleri aradaki sosyal farka rağmen hemencecik kaynaşıveriyor Düğün hazırlıkları başlıyor her şey o kadar kolay halloluyor ki kendileri bile şaşırıyor Ve yılın düğünüyle evleniyor âşıklar… Onların ki aşktan da öte Nehir’in Deniz’e kavuşması Deniz’e karışması Nasıl nehir suyu denize bir kere karışırsa ayrıştırılamaz Deniz’le Nehir de ayrılamazlar Düğünleri muhteşem oluyor her şey planlandığı gibi gidiyor, ama iki sininde işlerinin yoğunluğundan balayına çıkamıyorlar…



Evleneli iki ay oldu bile… Çok mutlu yeni evli çift Bir gün Nehir’in Antalya’da iki günlük bir seminere katılması gerekiyor Ama bırakıp gidemiyor Deniz’i Nehir, ondan ayrılamıyor Deniz’e onula gelmesini istediğini seminerden sonra yapamadıkları balaylarını yapabileceklerini söylüyor, memnuniyetle kabul ediyor kocası ve Antalya’ya uçuyorlar İki günlük seminerden sonra tatilleri başlıyor Çok eğleniyorlar, her yeri gönüllerince gezip her manzaranın tadını çıkarıyorlar Ama Nehir bir tuhaf içinde tarif edemediği sıkıntılar var, ama kocasına açmıyor sıkıntılarını onunda canını sıkmamak için Bir gün Kaş’ta derinliklere dalmak istiyor Deniz Çok maceracı bir ruhu var, ama karısı korkuyor ona bir şey olacak diye izin vermiyor…‘’ dokuz doğururum senin o güzel başın su yüzüne çıkana kadar’’ diyor Deniz dokuz doğurmasına gerek olmadığını bir tanesinin yeteceğini söylüyor güzel karısına… Hemen çocuğuna isim aramaya koyuluyor… ‘’ ikimizden bir parça o’’ diyor ‘’ ikimizden bir şeyler taşıyacak Bizden bir şeyler çağrıştırmalı koyacağımız ad Sen çağırdığında beni, ben çağırdığımda seni hatırlamalıyım’’ diyor… Nehir’in boğazına bir şeyler düğümleniyor o an ama yinede susuyor



‘’De-Rin’’ diyor kocası ‘’ beğendin mi? Çocuğumuzun adı Derin olsun’’ sonra dener gibi bağırıyor denize karşı Derin diye Sonra Nehir’in ellerinden tutup ‘’hadi… Sen de seslen Sende adıyla çağır çocuğumuzu’’ Nehir konuşamıyor boğazı düğüm düğüm olmuş, ama yalvarıyor kocası ‘’kırma beni… Annesinin yavruma seslenişini duymak istiyorum Bunu benden esirgeme’’ diyor… ‘’ Derin! Derin… Derin…’’ Sesleniyor çocuğuna Nehir ama sesinin git gide boğuluşuna, gözlerinden inen yaşlara engel olamıyor…



Tatillerinin bittiği akşam yola koyuluyorlar altlarında kiraz kırmızısı bir spor araba ama karşıdan gelen bir tırın altında yay gibi ezilip kan kırmızısı oluyor… Nehir’in en son hatırladığı şey Deniz’in ‘’ sıkı tutun Nehir’’ deyişi oluyor Hastanede açıyor gözlerini Bacağında kırıklar var kaburgası çatlak Ama Deniz beyin kanaması geçiriyor Kurtaramıyorlar kocasını beyin ölümü gerçekleşince organ nakli için izin istiyorlar doktorlar karısından Önce çok sinirleniyor onu kaybetmek yetmezmiş gibi birde parçalarını istiyorlar diye Doktor ona gerekli bütün açıklamaları yapıyor sadece kalbinin pompa görevi gördüğünü ve en geç 48 saat sonra en son kalbininde duracağını anlatıyorlar İşte o zaman anlıyor Nehir ‘’EN SON YÜREKLER ÖLÜR’’organları vermeye razı oluyor çaresiz, onun bazı parçalarının yaşama devam etmesi gerektiğini düşünüyor Yoğun bakıma gidip son kez vedalaşıyor kocasını ve ölüme uğurluyor



Arda 26 yaşında, üniversite mezunu pırıl pırıl bir genç, kalp hastası Acil kalp nakli yapılması gerekiyor Hastane de yatarken bir gün uygun verici bulunduğu haberi geliyor derhal alınıyor ameliyata Deniz’in kalbi takılıyor Arda’ya… Deniz’in korneasıda Mine adında 21 yaşında bir kıza takılıyor Deniz’in öldüğü hastanede Nehir hastaneden çıkacağı gün tanışıyor Arda ve Mine ile Daha sonra ablasının evindeyken ziyaretine geliyorlar ikisi de Nehir İstanbul’a dönüyor sonunda İlk günler çok zor geçiyor Deniz’siz günler İki kişilik yaşıyor Nehir, hem kendi için hem Deniz için Kendini işine veriyor

Bir gün Arda çıkıp geliyor Nehir görmek istemiyor Arda’yı, ama kıramıyor Deniz’in kalbini Arda’da çok ısrarcı sürekli arıyor, dışarıya çıkarmaya çalışıyor Nehir’i Etrafındaki hiç kimse yadırgamıyor Arda’yı Kocasının ailesi, kendi ailesi, arkadaşları… Bir tek Nehir bilemiyor Arda’yı hayatının neresine koyacağını, ama memnun Arda’nın arkadaşlığından bağlanıyor ona Deniz’in bir parçasını taşıyor Arda, çok değerli Nehir için Hatta Deniz’in bebeğini taşıdığını ilk Arda’ya söylüyor Arkadaşlıkları devam ediyor böyle…

Nehir, Derin bebeği doğuruyor… Arda bebeği çok seviyor, bağlanıyor… Bebekte Arda’ya karşı çok yakın Bebek büyüyor, 1 yaşına giriyor, bebekle birlikte Arda’nın sevgiside büyüyor Mastırını tamamladığı gün evlenme teklif ediyor Nehir’e Ama nehir hala kocasını unutamadığını anlatıyor, eğer onunla evlenirse ona haksızlık edeceğini söylüyor Ama Arda razı olduğunu, Deniz’in kalbinin kendisinde olduğunu, eğer evlenirlerse hiç kimsenin onlara karşı çıkmayacağını, hatta Derin’in bile bir başkasını kendisini sevdiği kadar sevemeyeceğini söylüyor ama Nehir kabul etmiyor Ama Arda pes etmeyecek, bekleyecek O gün akşam kutlama yemeğinde dans ederlerken Nehir, Arda’nın kalbine kalbine dokunuyor ilk defa orada Deniz’i bulacağını sanarak ama orada sadece Arda’yı buluyor Arda’ya söylüyor bunu, Arda umutlanıyor… Ona âşık olurken Deniz’in kalbiyle değil kendi kalbiyle âşık olduğunu anlatıyor ve yine evlenme teklifi ediyor Ve Nehir onu yeni tanımaya başladığını biraz alışması gerektiğini anlatıyor………………………… 

1 yorum:

Düşünceleriniz bizim için önemli. Blogumu ziyaret ettiğiniz için teşekkür eder, tekrar bekleriz.